dressing up the house
she dressed up her home
like putting on a skin tight sweater
the hose which looked like the scary castles in fairi tales.
the haunt of bats and owls
the house would go ater her if she tried to get away
she tried it
places changed
senery ground horizon trees
they were not the same
she turned round to look back
her house had followed her
like a faithful puppy
she dressed up her home
not like donning hat and gloves bu putting on a suit of mail
that really she had never taken off anyway…
evi giyinmek
evini giyindi
dar bir kazağı giyer gibi
masallardaki korkunç şatolara benzeyen
yarasa baykuş evi
evi peşinden gelirdi kaçıp gitse
denedi
mekanlar değişti
manzara toprak ufuk ağaçlar aynı değildi
dönüp baktı
peşindeydi evi
sadık bir köpek gibi
evini giyindi
şapka eldiven giyer gibi değil
kuşanır gibi bir zırhı
zaten hiç çıkartmamıştı ki
killer longplays
she is undressing to an empty mirror
even her comeliest, her cougarest image is not there
the mirror is not watching anymore
her lip-prints are dead flies
her nail-bases are in death-throes
her hair roots have long been asleep
the hair on her scalp is keeping up the fight
her tummy is more of a tummy
her breasts are more breasty
her hands are octopuses
her eyes mussels
she puts the malest records around her neck
the hairiest, the most mustachioed record
tighter, tighter, breathless
she is drowning in longplays
her spirit is now more of a spirit
her mirror, all-mirror
katil otuzüçlükler
boş bir aynaya soyunuyor
en çekici en panter
görüntüsü bile yok
ayna artık seyretmiyor
dudak izleri ölü bir sinek
tırnakları can çekişiyor
kıl dipleri çoktan uykuda
saçları mücadele veriyor
karnı daha fazla karın
memeleri daha az meme
elleri ahtapot
gözleri midye
en erkek plakları boynuna geçiriyor
en sakallı en bıyıklı plakları
daralıyor daralıyor
otuzüçlüklerde boğuluyor
ruhu şimdi daha fazla ruh
aynası hepten ayna
green woman
Green woman
Who was it placed you inside this Lonelines
left you all by yourself in the middle of the sea
Exposed to the snows, the rain, the heat
Which never- arriving ship are you waiting for
This pride, this power, this emotion
unbelievable
Green woman
You are a slave for freedom’s sake, how strange
First time ever I see an illuminated hand
And its yours
Green woman
Don’t wait any more
I dont think your ship
is ever coming in
yeşil kadın
seni yalnızlığa kim astı
kim koydu denizin ortasında bir başına
rüzgarı var karı yağmuru sıcağı var
hangi gelmeyecek gemiyi beklersin
bu gurur bu güç bu heyecan
inanılmaz
yeşil kadın
özgürlük adına tutsaksın ne garip
ilk defa ışıklı bir el gördüm
o da senin
yeşil kadın
bekleme
bence gelmeyecek gemin
crown of thorns
in memory of Frida Kahlo
So you too have worn the crown of thorns
In the midst of the forest
Your neck is bleeding
I remember you in this green dress
Wild flowers of all colors
In your black hair
Whose bloody hand is it you’re wearing
İnstead of your earring now
The night is almost here
Soon the jackals will be out
And even the vultures
You, why did you wear the crown of thorns
Your green dress is soaked all red now
dikenli taç
Frida Kahlo’nun anısına
sen de mi dikenli tacı giydin
bir ormanın orta yerinde
boynun kanıyor
anımsıyorum üzerindeki bu yeşil elbise
simsiyah saçlarında
rengarenk kır çiçekleri
kulağına astığın küpe diye
kimin böyle kanlı eli
gece gelmek üzere
birazdan çakallar çıkar
hatta akbabalar
sen niye dikenli tacı giydin
kıpkırmızı üzerindeki yeşil elbise
your face is everywhere
on the face of a fish your face,
on the faces of flowers then that of a laughing bird
your face everywhere
on the tv in front of me
on newspapers and on magazines
all of a sudden you go py me
your pack turned tome
ı run after you
impossiple to catch up
in protest meetings you are everyone
how could you multiply so much so fast
you appear as a motiffe on delicate handworked silk
a reflection in waters
a sahdow on walls
a tracing on the drapes
your face is everywhrere
forsooth ı have forgotten your face
yüzün her yerde
balıkların yüzünde yüzün
çiçeklerin sonra gülen bir kuşun
somurtan bir çocuksun
yüzün her yerde
tv de karşımdasın
gazetede dergilerde
birden yanımdan geçiyorsun
arkan dönük
peşinden koşuyorum
mümkün değil yakalamak
miting meydanlarındaki herkessin
parklarda ağaçsın
nasıl da çoğaldın böyle
el oyası göz nuru bir motifte beliriyorsun
suda aksin
duvarda gölge
perdede hayal
yüzün her yerde
doğrusu ben yüzünü unuttum